DİĞER
“Şule Çet’in arkadaşları olmasaydı katiller ceza almayacaktı. Şule Çet unutulmasın, bu kitapla yaşasın istedim. Arkadaşlarına da teşekkür etmekti amacım. Çok kıymetli bir mücadele verdiler çünkü. Adalet olmadığı sürece İstanbullu Amazonlar 1809’la aramızdaki iki yüz yıllık mesafe yok oluyor aslında."
Pangea Kitaplığı’nın ilk öykü kitabı ve ilk öykü seçkisi olan ve türün duayenleri ile edebiyatın usta isimlerini bir araya getiren İlk, İthaki Yayınları tarafından önümüzdeki günlerde yayımlanıyor. “Başlangıç” teması ekseninde kurgulanan bu bilimkurgu seçkisinin Bülent Somay tarafından yazılan sunuşunu Tadımlık olarak yayımlıyoruz.
"Mikhail’in bütün çabası bir tür 'kültürel aşağılık duygusuna' dayanıyor. Buna göre Osmanlı tarihi ancak bir şekilde Amerikan tarihiyle ilintilendirilebilirse değerli addolunabilir. Bu da Mikhail’i 'Selim’in Reformasyonları', 'Amerikalı Selim' gibi, 16. yüzyıldan bir Osmanlı padişahını Amerikalı neo-liberal girişimcilerin öncüsü bir şahsiyete dönüştüren alçaltıcı bölüm başlıkları üretmeye sevk ediyor."
"Gayet açık ki Alan Mikhail sadece yöneticilerin ve seçkin kahramanların 'tarihi yaptığını' varsayan modası geçmiş bir 'büyük adam' tarihçiliğini çok kaba bir şekilde hâlâ uyguluyor. Böylece kahramanı Sultan Selim’i 16. yüzyılın ana aktörlerinden olan ve eylemleriyle 'dünyayı değiştiren' Kolomb, Martin Luther ve Niccolò Machiavelli ile karşılaştırıyor."
“We cannot read our fellow historians’ minds, let alone the mind of an early sixteenth century ruler. Why a historian in a respectable university has been possessed to concoct this tissue of falsehoods, half-truths and absurd speculations remains a mystery to us. Why a paper like the Washington Post would publish it, and then block responses to it, is also a question that would bear examination.”
Ne yazık ki İstanbul hep yeniden fethedilecek. Her fethedense İstanbul'un fethinde bir imar cihadı ve ilmî üstünlük arayacak
Ve “An gelir Ergüder Yoldaş ölür.” Elimizde de yegâne teselli olarak (bir umut?) kendisi de müzisyen olan oğluna aktarıldığı söylenen, sağlığında tüm bu arada geçen yıllarda üstünde çalıştığını söylediği eserler kalır.
Osmanlı’dan Cumhuriyet yıllarına İstanbul’u her yönüyle anlatan en sıra dışı isim, şehrin tarihinin yeri doldurulamaz kaynağı Reşad Ekrem Koçu’dur. Yalnız, elbette Reşad Ekrem Koçu'yu sadece İstanbul Ansiklopedisi ile tarif etmek mümkün değil...
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık